Bu kitap, inancı da inançsızlığı da yargılamadan, okuyucusuyla birlikte düşünmeye çalışan bir sorgulamanın izini sürüyor. Niçin inanıyoruz? veya niçin inanmıyoruz? gibi temel sorulara verilen cevapların çoğu zaman derinlikten uzak, taklitle şekillenmiş ya da yalnızca sosyolojik kabullerle sınırlı olduğunu fark ediyoruz. Yazar, bu cevaplara kendi mutlak cevabını sunmaktan çok, bu tür soruların bizi hangi zihinsel ve varoluşsal eşiklere taşıdığını birlikte tartışmayı öneriyor.
Dinin toplumdak ...